Antalya, kelime anlamı olarak Attalos Yurdu anlamına gelmekte olup II. Attalos tarafından kurulmuş olan bir şehirdir. Attalos Yurdu’nun ilk yerleşim yeri günümüzde Kaleiçi’nin bulunduğu yerdir. M.Ö. 133 yılında Bergama Krallığı’nın yıkılması ile birlikte bağımsızlığını ilan eden kent, daha sonra korsanlar tarafından ele geçirilmiştir. M.Ö. 77 yılına gelindiğinde ise Komutan Servilius Isauricus tarafından Roma topraklarına dahil edilmiştir. Bundan 10 yıl sonra Antalya’nın Pompeius donanmasının üssü olduğu bilinmektedir. Son derece köklü bir tarihe sahip olan şehir antik çağlardan günümüze kadar gelmiş birçok kalıntıya sahiptir. Bunlardan bir tanesi de Kaleiçi’dir. Kaleiçi; Antalya’yı korumak için yapılmış olan eski bir kent merkezi olarak tanımlanabilir. Antalya Kaleiçi, sırası ile Bizanslılar, Hristiyanlar, Araplar, Müslümanlar, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından yönetilmiştir.
Antalya Kaleiçi Hakkında
Antalya Kalesi’ne bakıldığında eski liman olarak bilinen liman mendireği ve limanı çevreleyen surlar göze çarpar. Özellikle surların park dışında bulunan kısmında yer alan Hadrian Kapısı, Antalya’nın en güzel antik eserleri arasında yer alıyor. Antalya Kaleiçi, antik kentin kuruluşundan önce yat limanın Korykos ismi ile bulunan bir korsan limanıydı. Kaya Kovuğu anlamına gelen Korykos, falezlerin bir sığınma limanı olması özelliği ile yerli halk için son derece büyük bir öneme sahipti. Kaleiçi, M.Ö. 2.yüzyıldan sonra kesintisiz bir şekilde iskan görmüş ve günümüze kadar gelmeyi başarabilmiştir.
Roma İmparatorluğu döneminde surların sınırları genişletilmiştir. Bu sayede liman ticari olarak son derece önemli bir konuma yükselmiştir. Bu dönemde Hadrian’ın Attaleia’yı ziyaret etmesi ile birlikte günümüzde son derece popüler olan Üç Kapıları inşa edilmiştir.
Antalya Kaleiçi Özellikleri
Roma imparatorluğundan sonra bölgede Bizanslılar hüküm sürmüştür. Ardından 1207 yılında 1.Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından şehir ele geçirilmiştir. Bu sayede şehir Selçuklu egemenliğine girmiştir. Ancak Antalya kısa bir süre sonra kaybedilmiştir. 1216 yılında 1. İzzeddin Keykavus tarafından şehir tekrar fethedilmiştir. Bu dönemde surlar onarılmış ve yeni yapılar inşa edilmiştir.
Osmanlı dönemine gelindiğinde Antalya, bir şehzade sancağı olarak kullanılmıştır. Bu doğrultuda halk kale içinde yaşamış ve liman kullanılmaya devam etmiştir. 1972 yılında bir Sit Bölgesi olarak ilen edilen yapılar tekrar onarılmış ve günümüzde ki halini almıştır. Kaleiçi’nde toplamda 3 bin yapının bulunduğu bilinmektedir.