Kahve, pek çok kişinin sık sık tükettiği içecekler arasında yer almaktadır. Özellikle kahve tutkunlarını çok yakından ilgilendiren bazı bilgileri sizler için derledik. Şimdi gelin, kahve tüketimi ile ilgili bilinmesi gereken tüm detayları hep birlikte inceleyelim.
Kahve En İyi Buzdolabında Saklanmaz
Düşük sıcaklıklar aromaların buharlaşmasını yavaşlatarak kahvenin raf ömrünü uzatırken karanlık mutfak dolabı şüphesiz daha iyi bir yerdir. Buzdolabındaki nem aroma öldürücüdür ve kahve diğer yiyeceklerin yabancı aromalarını kolayca alabilir.
Kahveyi mümkünse bütün çekirdek olarak alın. Aromanın en iyi koruması için kahve çekirdekleri tercih edilmelidir. Daima sadece önümüzdeki birkaç saat içinde kullanılacak kahve miktarını öğütün. Mümkün olduğunca kuru, karanlık, serin bir yerde saklayın ve gereksiz yere tekrar doldurmayın.
Fazla Kahve Mideye Zarar Verir
Herkes kahveyi farklı şekilde tüketmektedir. Çiğ kahve çekirdeklerinde doğal olarak bulunan klorojenik asitler, olası mide yanmasından başlıca sorumludur. Uzun kavurma işlemi bu istenmeyen klorojenik asitleri neredeyse tamamen parçalayabilir. Endüstriyel olarak kavrulmuş bir kahve genellikle yüksek oranda Robusta içerir ve çoğunlukla sadece 1-2 dakika sıcak hava işlemi kullanılarak kavrulur.
Uykunuzu Kaçırır
Bu bilgi kısmen doğrudur. Ancak kahve sizi mutlaka uykusuz bırakmaz. Sadece genç ve tansiyonu normal olanlar tutkularının bedelini uykusuz gecelerle öderler. Yaşlandıkça bu durum değişir. Yaşlılıkta birçok insan kahvesiz olduğundan daha iyi uyuyabilir. Yaşlı insanlar genellikle düşük kan basıncına sahip olduklarından ve kan basıncı da geceleri düşebilir. Kan basıncındaki bu ek düşüş bir uyanma uyarıcısı olarak hareket edebilir.
Kahve Bağımlılık Yapıyor
Düzenli kahve tüketimi ile vücut uyarıcı kafeine daha yüksek tolerans limiti ile tepki verir. Bu, kafein ihtiyacının giderek arttığı anlamına gelir. Sıradan bir kahve içicisi fizyolojik olarak saptanabilir. Yoksunluk belirtileri de olacaktır. Bunlar kendilerini yorgunluk, sinirlilik, baş ağrısı ve zayıf konsantrasyonda gösterir. Genellikle popüler kahve ve kafein uyuşturucu ve bağımlıları aramak için sebeptir. Ancak kafein bundan çok uzaktır. Uyarıcı olarak madde birkaç beyin merkezinin aktivitesini arttırır. Ancak tipik bağımlılık merkezleri etkilenmez. Kahve içmediğinizde ortaya çıkan çekilme belirtileri birkaç gün sonra kaybolur.
Kahve kesinlikle kafein içeren tek yiyecek ve içecek değildir. Bir fincan filtre kahve yaklaşık 80 mg kafein, bir fincan çay 20 – 50 mg, bir 150 gr bar bitter çikolata 15 – 115 mg ve 1 litrelik bir şişe kola 65 – 250 mg içerir.
Çok yüksek dozlarda kafein teorik olarak ölümcül bile olabilir. Tutkulu kahve içenlerin bile henüz ulaşamadığı bir dozdur. Görünüşe göre çok yüksek dozlardan içgüdüsel olarak kaçınılır.
Kahve ve Kanser
Geçmişte, insanlar genellikle kafeinin kanser gelişimini destekleyebileceğini düşünürken bugün tam tersi görüş hakimdir. Bu olumlu etki, mesane ve karaciğer kanseri için zaten kanıtlanmıştır. Ayrıca kavurma sırasında üretilen ve kandaki belirli enzimlerin aktivitesini yüzde 40’a kadar artıran ve böylece kanser önleyici etkiye sahip bir antioksidan keşfedilmiştir.
Yağ Yakımına Yardımcı Olur
Kahve düzenli ve sağlıklı bir şekilde tüketilmesi durumunda yağ yakımına yardımcı olmaktadır. Bu doğrultuda özellikle spor yapan ve diyet yapan bireylerin düzenli ve sağlıklı kahve tüketmeleri gerekmektedir. Şeker ve kremadan uzak filtre kahve ve Türk kahvesi gibi kahve türlerini tercih edebilir ve kahvenin avantajlarından yararlanabilirsiniz.